22 Kasım 2015 Pazar

Bir Pazar Gunu Kuzguncuk`da


Hayatimin bir bolumunde Kuzguncuk`da semt sakini olacagim. Bir sekilde gerceklesir dusuncesiyle buyuk laf etmekten kacinirim ancak yazima bu sekilde basliyorum ki gerceklesmesinde bir sakinca yok.
Kuzguncuk, Anadolu yakasinin kucuk, bohem bir semti. Istanbul`u Istanbul yapan kulturel cesitliginin en guzel yasandigi semtlerden biri. Her gittigimde Istanbul`da oturduguma sukur ettiriyor bana.


Bu sefer Kuzguncuk`a Sedefle gittim. Nail kitabevinde kitaplari inceledik. 
 Kitabevi, kucuk tarihi bir rum evinin restore edilmis hali. Sedef, kitapci kavramini burada ogrendi.  `Nereye gidelim` diye sordugumda kitapciyi da sayar oldu. Cocuklarinin vizyonunun olusmasina yardimci olmak bizim elimizde, ben de bu konuda uzerime duseni yapmaya calisiyorum.  Sedef`in sansina `Bu Ne Bu` kitabinin yazari Mine Celengil Goker`de kitabevindeydi ve Sedef boylece ilk imzali kitabina kavustu. 

Kuzguncuk` a giderseniz benden tavsiye;
Perihan abla sokaginda manti yiyin, Kuzguncuk bostanin arka sokagindaki renkli evlerin mimarisini inceleyin ve mutlaka Nail kitabevine gidin .Giris katindan turk kahvenizi alin ust katta kitaplara gomulun. 
Bundan guzel pazar gunu mu olur?



Sedef`e aldigim bu kitapta Istanbul semtleri resmedilmis. Sedef, kitabina bayildi, elinden dusurmuyor. Cocuklara kendi kulturumuzu anlatmamiza yardimci bir kitap. Moda, Misir carsisi, Caddebostan sahili gibi semtler oldukca ilgi cekici sekilde resmedilmis.
Keyifli Pazarlar

11 Kasım 2015 Çarşamba

Dusununce Insan


2009 senesinin sonbaharinda dugunume bir kac ay kala, evlilik hazirliklari telasinda tanistim ilk blog camiasiyla. Su isleri bir halledeyim ilk is bir blog acacagim dedim kendi kendime, nitekim de actim. Internetten fotograf kullan altina yazi yaz donemi kisa surdu. Bloggerlar hem stylist hem fotografci hem de model oldu. Elestiriler, onur kirici yorumlar veya yapmacik tavirlarla bloggerindan okuyucusuna herkes kendi kisiligini ortaya koydu bu surecte. Pr firmalarinin sadece kendi network`undeki bloggerlarla isbirlikleri yapmalari bloggerlar arasi rekabet ortami bu is keyif icin mi yoksa var olma meselesi mi sorusunu akillara getirdi.
Bu ise basindan beri keyif aldigim bir hobi olarak gormem rekabet durtusunu bende hicbir zaman fittillemedi. Ancak stil blogunu yonetmek icin ekip arkadaslarina ihtiyac oldugunun da farkindaydim. Esim fotograflarimi cekiyordu ancak bu isi severek yapmiyordu. Onu surekli fotograflarimi cekmesi icin zorluyordum en sonunda yoruldum. ( Stil bloggerlarinin kaderi narsist damgasi yemek ) Ve bloga yazmaya son verdim. Ancak blog yazmak bana terapi gibi geldigini fark edince tarzini degistirerek kaldigim yerden devam etmeye karar verdim. Fotograf sikintimi goz onunde bulundurursaniz daha cok kendi cektigim fotograflarla postlar yapacagimi tahmin edersiniz. Icerik olarak sadece moda olmayacak neler olacagi surpriz olsun.

Sevgiyle Kalin